HerYerden
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bale

Aşağa gitmek

Bale              Empty Bale

Mesaj  Admin C.tesi Mart 26, 2011 9:45 am

Dans, müzik, mimikler ve dekor; tiyatro sahnesi üzerinde bu vazgeçilmez dörtlüyle sergilenen, hayranlık uyandıran bir sanat dalı bale sanatı.

Parmak uçlarında dans edip kuğu gibi süzülmek, estetik duruşu, müzikle bütünleşen ifadeler ve bedenin zarif kıvrımlarıyla bütünleştirmek... Seyre daldığımızda tek kelimeyle muhteşem dedirtecek kadar büyüleyici bir sanat. Dışardan bakılınca kolay gibi görünmesine rağmen bu sanatı sergilemek hiç de öyle kolay değil. Bale eğitimi o kadar meşakketli ki! Yıllar alan son derece zor, disiplinli ve özveri isteyen bir eğitimi var. 4 yaşlarında ya da en fazla 9 yaşında başlayıp 10 yıllık sıkı bir eğitim sürecine girmek öyle herkesin harcı değil. 10 yılla da bitse iyi! Balerin olabilmek için 10 yıl sonra bir de lisansüstü eğitim sürecine girmek gerekiyor. Hem de bu kadar eğitim sonunda en fazla kırkınıza kadar dans edebiliyorsunuz.

Peki ya bale sanatı nasıl başlamış?

Bale ilk olarak İtalya'da rönesans döneminden görülmeye başlanmış. O zamanlar mim sanatçılarının tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerinde kullandıkları dans adımları bugünkü balenin temellerini oluşturmuş. Ortaçağ ve Rönesans dönemlerinde koreografik bir düzeni olmayan bale Dominic de Piacenza ve Antonio Cornazzo'nun ilk koreografik kompozisyon denemeleri ve adımlara isim vermeleriyle gelişmiş. Fransızlar bundan çok etkilenmiş. 1581'de Catherine de Medici'nin "Beaujoyeux" adlı Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenen gösterisiyle de bugünkü balenin ilk tohumları atılmış.

Fransa'da Henry IV tarafından desteklenen bale tüm Avrupa'ya, oradan da 16. ve 17.yüzyılın sonlarında da Danimarka ve Isveç'e kadar yayılmış. Balenin altın çağı kendisi de iyi bir dansçı olan Louis XIX döneminde başlamıştır. Bu döneme kadar halk tarafından dans edilirken bir kez profesyonel dansçılar kostüm maske ve peruklar kullanarak dans etmeye başlamışlar. 18.yüzyılda bale tamamen kendini opera sanatından soyutlayarak özgür bir sanat formuna kavuşmuş. Bunun da tohumları George Noverre trafından atılmış ve bugün sahnede gördüğümüz bale sanatı onun koyduğu kurallar üzerine kurulmuş.

Rusya'ya 18.yüzyılın ikinci yarısında gelebilen bale St.Petersburg da Petipa ve Saint-Leon la hayat bularak gelişmiş ve bugün de dahil yıllardır sahnelenen Uyuyan Güzel, Fındıkkıran ve Kuğu Gölü gibi tanınmış eserler buradan tüm dünyaya yayılmış.

Kuğu Gölü’nün hikayesi...

Prens Siegfried, sarayında 21.yaş gününü kutluyordur. Herkes dans ediyor, genç kızlar ümitsizce Prens'in dikkatini çekmeye çalışıyorlardır. Prens'in annesi de oğlunun artık evlenme yaşının geldiğini söyler durur. Prens, okunu, yayını alıp, arkadaşlarıyla ava gider, arkadaşlarının önünde yürüyen Prens zarif kuğuların yüzdüğü güzel bir göle rastlar. O sırada başında taç olan çok güzel bir kuğu görür. Kuğu akşam olunca çok güzel bir genç kıza dönüşür. İsmi Odette' dir. Kötü bir büyücü onu ve kız arkadaşlarını kuğuya çevirmiş, gölün sularıysa onlar için ağlayan ailelerin gözyaşlarından oluşmuştur. Büyüyü bozacak tek şeyse, bir erkeğin ona tüm kalbiyle aşık olmasıdır. Tam Prens, Odette'e aşkını söyleyecekken, büyücü gelir! Odette'i elinden alır ve kuğulara yüzmelerini emreder.

Ertesi gün yaş günü kutlaması devam ederken, Prens'in annesi oğluna kızlardan birini seçmesini ister. Prens'in aklıysa Odette'dir, ama yine de annesinin hatırına kızlarla dans eder. O sırada büyücü kendi kızını büyüyle Odette'e benzetmiştir ve dans salonuna getirir. Prens kıza hayran kalmıştır. Olanları bilmeyen Odette ise pencereden onları izliyordur. Prens, sahte Odette'e (Odil) aşkını ilan ederken, gerçek Odette, oradan kaçar ve tam o sırada Prens hatasını anlar. Odette'in peşine düşer. Odette üzgün üzgün göle gitmiş, diğer kızların yani kuğuların arasına karışmıştır. Prens, kızı bulur ve olanları anlatıp, kızın kendisini affetmesini ister. Tam o sırada kötü büyücü ve kızı gerçek, korkunç yüzleriyle oraya gelirler. Büyücü Prens'ten sözünü tutup, kendi kızıyla evlenmesini ister ve dövüşmeye başlarlar. Prens, Odile'le evlenmektense, ölmeyi tercih edeceğini söyler, ve Odette'in elinden tutup, birlikte göle atlarlar. Büyü bozulur ve kalan kuğular insana dönerler. Kötü büyücü ile kızını da suya atarlar, onlar da Prens ve Odette gibi boğulurlar. Kızlar, Odette ve Prens'in Kuğu Gölü'nün üzerinde Cennet'e doğru giden ruhlarını izlerler.

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 364
Kayıt tarihi : 26/02/11

https://heryenden.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz